Doğrudan 7 milyon kişiyi yakından ilgilendiren asgari ücret maratonu başlıyor. İLKHABER Gazetesi olarak, sahaya inerek, vatandaşın asgari ücret beklentisini sorduk. Asgari ücretten hiçbir umutlarının olmadığını dile getiren vatandaş, alım gücünün yükseltilmesi çağrısını yineledi.
Milyonlarca çalışanın gözü kulağı Asgari Ücret Komisyonu’na çevrildi. İlk toplantı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde yapılacak. İşveren tarafını Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu temsil edecek olup işçileri temsil edecek Türk-İş ise komisyonun yapısı değişmedikçe görüşmelere katılmayacaklarını açıkladı. 2026 yılından itibaren geçerli olacak olan asgari ücretin ay sonunda açıklanması bekleniyor.
Konuşulan rakamlar öyle tatmin edici değil
Mehmet Ali Kılınç, ‘’Asgari ücret görüşmeleri bu hafta başlayacak. Ama konuşulan rakamlar öyle tatmin edici değil. Çünkü ülkemizde açlık sınırı 29 bin liranın üzerine çıkmış iken asgari ücret yüzde 25 ile 30 zam yapılması bir anlam ifade etmeyecek. Yüzde 30 zam yapılsa 28 bin 735 lira yapıyor. Hayat şartları çok pahalı. Yaşam zorlaşıyor. Bu para ile nasıl geçinilecek?’’ sorusunu sordu.
Ücret ile birlikte alım gücünün de artırılması lazım
Asgari ücrete yapılacak zamdan umutlu olmadıklarını kaydeden Kılınç, ‘’Asgari ücrete zam yapıldığı andan itibaren A’dan Z’ye tükettiğimiz tüm ürünlere de zam yapılıyor. O zaman ücretin yükseltilmesinin bir anlamı kalmıyor. Ücret ile birlikte alım gücünün de artırılması lazım’’ değerlendirmesini yaptı.
Çarşı ve pazarda ürünlerin fiyatları el yakıyor
Ege Sabuncu, ‘’Hayat pahalı, yaşam zor. Çarşı ve pazarda ürünlerin fiyatları el yakıyor. Ev kiraları 15 bin liranın altında değil. Tüm bunların gölgesinde asgari ücret maratonu başlıyor. Maaşlarımızın yükseltilmesi bizleri sevindirdiği gibi aynı zamanda korkutuyor. Çünkü maaşlarımız zamlandığında kullanmış olduğumuz ürünlerde pahalanıyor. O zaman asgari ücretin yükseltilmesinin bir anlamı kalmıyor. Bizler asgari ücretten çok alım gücümüzün arttırılmasını talep ediyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Sadece hakkımızı istiyoruz, fazlasını değil
Samet Külek, ‘’Günümüz şartlarında asgari ücretin en az 40 bin TL olması gerekiyor ama yüzde 25 ile 30 arasında zam yapılacağı konuşuluyor. Her şey çok pahalı. Hiçbir ürüne el atılmıyor. Yaşam gün geçtikçe zorlaşıyor, hayat pahalılaşıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayanmış. Kentimizde bir nohut dürümü 80-90 liranın altında değil. İnsanca yaşamak en doğal hakkımız. Biz sadece hakkımızı istiyoruz, fazlasını değil’’ dedi.
Maaşlarımız sabit kaldı ama tükettiğimiz ürünler zamlandı
İbrahim Polat, ‘’Önceki iki yılda asgari ücrete yılda ikişer defa zam yapıldı, ancak bu yıl yapılmadı. Bir yıl boyunca 22 bin 104 lira ile geçindik. Maaşlarımız sabit kaldı ama tükettiğimiz ürünler zamlandı. Ürünler zamlandıkça alım gücümüz geriledi. Bizler, maaşların yükselmesinden çok alım gücünün yükseltilmesinden yanayız’’ diye konuştu.
Yeni asgari ücretten hiç umudumuz yok
Ali Yalankoz, ‘’Asgari ücretin ne kadar olacağı bellidir, çünkü birileri daha öncesinde belirlemiştir. Dolayısıyla yeni asgari ücretten hiç umudumuz yok. Açlık sınırı 29 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Yüzde 25 zam yapılacağı konuşuluyor, bu oranda bir zam yapılsa bile ücretler açlık sınırının altında kalmış olacak’’ dedi.
Halkın şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor
Halkın şapkasını önüne koyup düşünmesi gerektiğini kaydeden Yalankoz, ‘’Asgari ücretten hiçbir umudumuz bulunmuyor. Günümüz şartlarında asgari ücretin en az 40 bin lira olması gerekiyor. Ancak ülkenin şartlarından kaynaklı olarak vermiyorlar. Bunun yanı asgari ücret yapılan zam kadar ürünlere de zam yapılıyor. Ayrıca ürünlere yıl içerisinde yine am geliyor. Bu da maaşların erimesi ve alım gücünün düşmesi anlamına geliyor’’ açıklamasını yaptı.
Sedat Savtur, ‘’Asgari ücret ne kadar yükselirse maliyette o kadar artar. Asgari ücretin yükselmesi bir yana vatandaşın alım gücünün arttırılması gerekiyor. Çünkü asgari ücret zam geldiği anda tükettiğimiz tüm ürünlere de zam geliyor’’ ifadelerini kullandı.