TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Gamze Atar Kayabaşı, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla açıklama yaptı.
TMMOB’ye bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları'nın yaptığı çağrının, sadece bir uyarı değil; aynı zamanda kamusal sorumluluğun altını çizen bir bildiri olduğunu sözlerine ekleyen Kayabaşı, ‘’Gıdaya erişim hakkı evrenseldir ve piyasanın insafına bırakılamayacak kadar hayati bir konudur. Bugün, üreticiler artan maliyetler ve ithalata dayalı politikalardan dolayı üretimden çekilirken, dar gelirli yurttaşlar temel gıdalara dahi erişemez hale gelmiştir’’ değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de de durum farklı değil
Gıdanın önemine vurgu yapan Kayabaşı, ‘’Bu küresel çağrı, yalnızca rakamlarla değil, yaşanan gerçeklerle yankılanıyor. Türkiye'de de durum farklı değil. 2024’ten bu yana özellikle tarımsal üretimde yaşanan düşüş, yanlış ekonomi, gıda ve tarım politikaları, bozuk gelir dağılımı ve doğal kaynakların rant uğruna yok edilmesi, vatandaşın en temel hakkı olan gıdaya erişimini ciddi şekilde tehdit ediyor’’ dedi.
Yeniden hatırlatılması gereken kritik bir dönüm noktası
Her yıl 16 Ekim tarihin, dünya genelinde gıda güvencesine, beslenme hakkına ve sürdürülebilir tarıma dikkat çekmek amacıyla Dünya Gıda Günü olarak kutlandığını ifade eden Kayabaşı, ‘’Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) öncülüğünde düzenlenen bu anlamlı gün, yalnızca bir farkındalık tarihi değil, aynı zamanda politik sorumlulukların da yeniden hatırlatılması gereken kritik bir dönüm noktasıdır’’ açıklamasını yaptı.
Obezite ve beslenme yetersizlikleri aynı anda artmaya devam ediyor
Kayabaşı, ‘’FAO’nun bu yılki çağrısı oldukça net: “Daha iyi gıdalar ve daha iyi gelecek için el ele”. Küresel gıda sistemlerinin karşı karşıya olduğu krizler ancak birlikte hareket ederek çözülebilir. Bugün dünyada 673 milyon insan açlık ile mücadele ederken, diğer yanda gıda israfı, obezite ve beslenme yetersizlikleri aynı anda artmaya devam ediyor. Bu çelişkili tablo, sadece gıdanın üretimiyle değil, paylaşımıyla da ciddi sorunlar yaşandığını ortaya koyuyor’’ ifadelerine yer verdi.
Tarım, sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir sektör
Kayabaşı, ‘’Gıda sistemi; çok uluslu tekelci şirketlerin ve onların yerli ortaklarının kontrolüne terk edilmiş durumda. Oysa tarım, sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir sektördür. Talepleri karşılamak için her defasında ithalata başvurmak, hem üreticiyi hem de tüketiciyi uzun vadede daha büyük krizlerle karşı karşıya bırakır’’ uyarısında bulundu.