Dünyanın 54 ülkesinden binlerce insan ve 60’tan fazla sağlık örgütünün katılımıyla Gazze’de yaşananlara dikkat çekmek amacıyla düzenlenen 5 günlük eylem dünya çapında büyük ses getirdi.
Global March to Gaza Türkiye Koordinatörü Dr. Hüseyin Durmaz, ‘’Dünyanın gözü önünde, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, bir halkın yok edilişine canlı yayınla tanıklık ediyoruz. Gazze’de yaşananlar, yalnızca bir coğrafyanın trajedisi değil, tüm insanlığın vicdanına yapılan bir çağrıdır. Global March to Gaza (GMTG) işte bu çağrıya kulak verenlerin bir araya geldiği tarihi bir eylem oldu’’ dedi.
Girişim küresel ölçekte büyük bir vicdani direnişi tetikledi
‘Başlangıçta Türkiye’de sağlık emekçilerini bir araya getirerek başlattığımız süreç, kısa sürede küresel bir harekete dönüştü’ diyen Durmaz, ‘’Cenevre’de 60’tan fazla sağlık örgütünün katılımıyla düzenlediğimiz 5 günlük eylem, uluslararası dayanışmanın ilk güçlü adımıydı. Beklediğimiz politik sonuçları alamamış olsak da, bu girişim küresel ölçekte büyük bir vicdani direnişi tetikledi’’ ifadelerini kullandı.
Türkiye, sadece bir delegasyon olarak yer aldı
54 ülkeden binlerce insanın, Gazze ablukasının kaldırılması için ortak bir irade ortaya koyduğuna dikkat çeken Durmaz, ‘’Türkiye, bu süreçte stratejik bir tercih yaparak kendisini merkeze koymadan, sadece bir delegasyon olarak yer aldı. Böylece, özellikle Avrupa ülkelerindeki halk baskısının daha etkili olabileceği ve Türkiye’nin öne çıkmasının sahada risk oluşturabileceği öngörülerek hareket edildi’’ şeklinde konuştu.
Gruplar dağıtıldı, bazı katılımcılar gözaltına alındı
Durmaz, ‘’12 Haziran’da delegasyonlarımız Mısır’a doğru yola çıktı. Daha ilk günlerde Mısır’da gözaltılar ve sınır dışı işlemleri başladı. Beklenen baskılar, İsrail’in Mısır’a dolaylı tehditlerinin ardından hız kazandı. Otobüsler engellendi, gruplar bölündü, koordinasyon zorlaştırıldı. Ancak vazgeçmedik. İsmailiye’de bir araya gelerek Refah’a yürümek için kolektif bir duruş sergilemeye çalıştık. Ancak planların açık olması, Mısır makamlarının daha sert önlemler almasına neden oldu. Gruplar dağıtıldı, bazı katılımcılar gözaltına alındı, kişisel eşyalarına el konuldu. Bu esnada, Türkiye’deki kriz masamız, sahadaki bilgileri analiz ederek eylemlere destek verdi’’ açıklamasını yaptı.
Sürecin en kritik anlarından birinin, İsrail’in İran’a saldırmasıyla yaşandığını sözlerine ekleyen Dr. Durmaz, ‘’Bu gelişme, küresel dikkatleri Gazze’den uzaklaştırdı. GMTG’nin medya gücü zayıfladı, uluslararası kamuoyu şaşkına döndü. Bu ortamda, sahadaki eylemin manipüle edilme riski daha da arttı. Mısır’daki eylem, Gazze’ye destekten çıkarak, iç güvenlik tehdidi gibi yansıtılmaya başlandı. Yine de koordinasyon ekibimiz, tüm katılımcıların güvenliği sağlanmadan geri çekilmeyi reddetti. Günlerce otellere gitmeden sokaklarda güvenliği ve irtibatı sağlamaya çalıştık. En sonunda, büyükelçiliklerin de baskısıyla katılımcıların güvenli tahliyesi mümkün oldu’’ değerlendirmesinde bulundu.
Bundan sonra dördüncü ve beşinci dalgalar da gelecektir
Durmaz, ‘’Bu yürüyüş, “Özgür Filistin” demenin ölümle eşdeğer olduğu bir ülkede binlerce kişinin bir araya gelmesiyle tarihe geçti. Evet, Refah’a yürüyemedik, ama insanlık ortak bir vicdanda birleşti. Bu, Gazze’nin dünyayı birleştirme potansiyelini ortaya koyan güçlü bir işarettir. Artık dünya biliyor; biz yapabiliriz. Bu yürüyüş, Filistin için verilen mücadelenin sadece bir aşamasıdır. Mavi Marmara’yla başlayan, Tunus konvoyuyla devam eden mücadele, GMTG ile üçüncü büyük adımını atmıştır. Bundan sonra dördüncü ve beşinci dalgalar da gelecektir’’ dedi.
Eylem insanlık tarihine kazınmış bir başarı hikâyesidir
Global March to Gaza Türkiye Koordinatörü Dr. Hüseyin Durmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Bu tarihi eylem, sadece fiziki değil, zihinsel sınırları da aşan bir yürüyüştür. Gazze özgür olana kadar, bu yürüyüş bitmeyecek. İsrail’in soykırımı sona erene kadar, küresel vicdan susturulamayacak. Bugün geldiğimiz noktada, bu eylem bir başarısızlık değil, aksine insanlık tarihine kazınmış bir başarı hikâyesidir.’’