Geçenlerde bir siyasetçi ile sohbet ederken, “Beni en çok endişelendiren ahlaki çöküntü! Nereye baksanız dökülüyor. Toplum olarak bu durumu nasıl toparlayacağız, doğrusu endişeliyim” dedi.

Hepimiz, her gün aynı şeylerden bahsetmiyor muyuz?

Arkadaşım geçenlerde Halk Otobüsüne binmiş ve şoförle sohbet ederek gidiyormuş. Bir durak sonra elinde valizle orta yaşlı bir hanım otobüse binerken, şoför, “Hanımefendi, elinizde valizle zorlanacaksınız. Arka kapıdan binseniz daha rahat olur” demiş.

Arkadaşım diyor ki şoför bunu söylediği anda kadın şoföre bağırıp, çağırıp, hakaret etmeye başladı. “Terbiyesiz sen kim oluyorsun da bana arka kapıdan bin diyorsun” diye valizle bağıra çağıra arkaya doğru yürümeye başladı. Otobüste bulunan herkes şaşkına döndü. Arkada bir zabıta görevlisi varmış. “Hanımefendi adam size kötü bir şey söylemedi.

Neden bu kadar hakaret ediyorsunuz” diye müdahale edince, hanım bu kez okları zabıta görevlisine çevirmiş. “Seni şikayet edeceğim. Bana hakaret etti diyeceğim” diye bağırıyormuş. Zabıta görevlisi de şikayet edersen et, neyi mi şikayet edeceksin” demiş.

Kadın hızını alamamış, bir yandan elinde telefonunu çıkarıp zabıtayı kaydettiğini söylerken, “Bana elle sarkıntılık etti” diyeceğim demiş.

Bütün otobüs kadının bu lafı üzerine şokta.

Genç bir hanım ayağa fırlamış, “Ne kadar ayıp, utanmıyor musun? Burada biz varız hepimiz şahitlik ederiz. Senin ağzından çıkarın kulağın işitiyor mu” diye kadına bağırmaya başlamış.

Arkadaşım da duyduğu söyler karşısında hayrete düşenlerden biri olarak inmiş otobüsten.

İşte durum bu kadar vahim!

Genç, yaşlı, kadın, erkek fark etmiyor.

Acayip bir ahlaki çöküntü yaşıyoruz.