Merhaba Sevgili Okurlarım. Bugünkü yazımızın konusu orman yangınları olacak.

Yazıya başlamadan önce Eskişehir’de orman yangınını söndürme çalışmaları sırasında 11 orman gönüllü ve sivil toplum gönüllüsü şehit oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ailelerine sabırlar diliyorum.

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte orman yangınlarında ‘Ciğerlerimiz’ yandı, yanmaya da devam ediyor. Yanan ormanları gördükçe hele ki uzun yıllar emek verilmiş ağaçların kül olduğuna şahit oldukça gerçekten kahru perişan oluyor.

Yangınların çıkış nedenlerine bakıldığında yüzde 95’inin insan kaynaklı olduğu biliniyor. Tabii yangınlarda küresel iklimin de etkisini göz ardı etmemek lazım.

Neyse konumuza dönemlim…

İnsanlar tarafından doğaya bırakılan cam şişeleri, plastik atıklar ve gibi maddeleri yangınlara sebebiyet verebiliyor. Çünkü güneş ışınlarının vurduğu bu maddeler, belli bir zaman sonra ısınmasının ardından alev alabiliyor.

Ayrıca yapılan mangalların ateşlerinin söndürülmemesi de yangınların çıkmasına neden olabiliyor. Bunun yanı sıra küçücük bir sigara izmariti bile büyük felaketlere yangınlara yol açabiliyor. Küçücük sigara izmariti deyip geçmeyin lütfen…

Kısacası ciğerlerimiz yanıyor, yanmaya da devam ediyor. Artık bu yangınlar milli bir güvenlik ve beka sorunu haline geldi. Bir ormandaki ağaçların yetişmesi öyle kolay olmuyor, uzun yıllar sonucunda orman meydana çıkıyor. Her bir ağaç yaşayan bir canlı bir ormanları değil, yaşayan canlıları yok ediyoruz.

Canlılar demişken, ormanda yaşayan hayvanlara da değinmeden geçemeyeceğim… Orman yangınlarının en kötü taraflarından biri de hayvanların yanarak can vermesi. Bu durum kalbimizi ve vicdanımızı en derin şekilde yaralıyor.

Kısacası yaşam kaynağımız olan ormanlarımızı ve doğamızı korumalıyız, kıymetini bilmeyiz. Eğer gerekli önlemler alınmazsa orman fakiri bir ülke konumuna geleceğiz.

Not; Yanan ormanların alanların hemen ağaçlandırılması büyük önem arz ediyor. Bu konuda vakit kaybedilmeksizin çalışmalara başlanılmalı.