2024-2025 sezonu Galatasaray ve Fenerbahçe futbol takımlarının çekişmeli bir şampiyonluk hikayesi ile son bulmuştu. Bu heyecanlı süreçte Galatasaray şampiyonluk ipini göğüslemişti.

Tabi bu süreç içerisinde sadece futbol konuşulmadı. Yapı, hakem performansları, idarecilerin karşılıklı suçlamaları, TFF yönetimi gibi birçok konu gündemde idi.

Yabancı hakem uygulamasının, Türk futbolu ve Avrupa’daki prestijimiz açısından bizleri son derece rahatsız ettiği düşüncesindeyim. Bizler futbolu çok seven ve ilgi ile takip eden bir toplumuz. Buna rağmen Avrupa arenasında sürekli ve yüksek bir başarımız yok. Bunun birçok sebebi var. Alt yapıya yeterince bütçe ve zaman ayrılmaması, tesislerimizin yeterli olmaması, kulüplerin yabancı oyuncu transferinde ‘o şunu aldı, hemen ben de bunu almalıyım’ diye milyon dolarları ortaya saçması gibi.

Futbol müsabakalarında hakemlere yönelik şiddetli küfürlerin genç yetenekli hakem adaylarını da bu işten soğuttuğu kanaatindeyim. Hakem her nereli olursa olsun, hangi maçı yönetirse yönetsin statlardan mutlaka bir hakaret ve küfür duyuyor. Kazanan da kaybeden de hakemden dert yanıyor. Bu durum karşısında geçtiğimiz sezon bir yabancı hakem uygulaması ortaya atıldı ki ben buna karşıyım ve Türk hakemliği ve hakemliğin geleceği açısından da sağlıklı bulmuyorum.

Türk hakemliğine biraz güvenirsek ve tribünlerden hakemlerimize karşı yapılacak saldırılara ciddi yaptırımlar uygularsak sanıyorum ki genç, dinamik ve bu işi severek yapacak ülkemizi Avrupa’da başarı ile temsil edecek hakemler yetiştirebiliriz.

Geçtiğimiz günlerde Gaziantep FK Başkanı Memik Yılmaz’ın Türk hakemlerine güveniyoruz ve maçlarımızı Türk hakemlerinin yönetmesini istiyoruz açıklamasına canı gönülden katılıyor ve 2025-2026 futbol sezonunun Türk hakemliği açısından sorunsuz ve başarılı bir yıl olmasını diliyorum.