Ekonomik krizin gün geçtikçe derinleştiği ülkemizde insanlar bir çıkmazın içerisinde bocalayıp duruyor. Dün bir arkadaşım ile sohbet ediyorduk, konu döndü dolaştı her zaman ki ekonomiye geldi.
Bana ekonomi nasıl diye sordu. Ben de ülkenin durumu ortada anlatmaya ne gerek var deyince…
Şöyle bir ah çekti, durum daha da vahim diyerek ekledi…
Açıkçası böyle deyince daha da meraklandım…
Seni böyle derin bir ah çektiren nedir diye sorduğumda bana anlatmaya başladı.
Kulaklarım işittikçe ağlayasım geldi. Meğerse durum bizim bildiğimizden daha vahimmiş.
Ben de size anlatayım ama meslek ve kent ismi belirmeyeceğim.
Bu ülkenin bel kemiği olan orta direği olan esnaf olduğunu her zaman dile getiririz.
Esnafın birinin işleri kötü gidince borçlarını ödeyemeyince çareyi intihar etmekte bulmuş. Sonunda da kendini iple asarak intihar etmiş. Üstelik bu kişi 1,5 yıllık evli ve 3-4 aylık da bir çocuğu varmış.
Bunu duyunca benim morallerim alt üst oldu. Yazıklar olsun böyle düzene diyerek içimden siten ettim…
Benim anlattığım sadece bir örnekti. Acaba Türkiye’de bu şekilde hayatına son veren kaç insan var?
Daha gencecik yaşta intihar eden çocukları söylemiyorum bile.
Ama birilerine sorsan ekonomi çok iyi, hiçbir sorun yok, her şey yolunda. Bunu söyleyenler ya ülkedeki gerçekleri ya da biliyor görmezden geliyor.
Ekonomi iyi diyenlerin halkın arasına karışması lazım. Gaziantep’in arka sokaklarını görmeleri lazım. 60 yaşındaki kadınların çöplerden ekmek topladığını görmeleri lazım. Vatandaşın borç batağında olduğunu görmeleri lazım. Marketten ikinci el sebze aldıkları görmeleri lazım. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz.
Toplumun bir kesiminin bir eli yağ da bir eli balda. Ama büyük bir çoğunluğu karnını bile doyuramadığı günler oluyor. Burada bir adaletsizlik yok mu?
Milyonlarca insan evinden işe işten eve gidip geliyor. Ailesi ile doğru dürüst vakit bile geçiremiyorlar. Buna yaşamak denir mi?
Acaba ekonomi iyi diyenler, bu insanların neden intihar ettiğinden veya kaç milyon insanların yatağa aç girdiğinden haberleri var mı acaba?
Bence yok.
Ne demişler; Tok açın halinden ne anlar…