Karne bir sonuçtur, kimlik değil
Karne konusunda aileleri uyaran Uzman Psikolog İlknur Bay, ‘’Karne bir sonuçtur, kimlik değil. Çocuğunuzun değeri aldığı notlarla ölçülemez. Ona değerli olduğunu hissettirmek, en büyük motivasyon kaynağıdır. Notlar geçici olabilir ama öğrenme sevgisi, merak duygusu ve duygusal dayanıklılık ömür boyu taşınır. Bu nedenle çocuğunuzu “başarılı birey” değil, “kendine güvenen, mutlu birey” olarak yetiştirmeye öncelik verin’’ önerisinde bulundu.
Ebeveynlere büyük sorumluluk düşüyor
Ebeveynlere büyük sorumluluk düştüğünü kaydeden Bay, ‘’Karnesi ne olursa olsun, çocuğunuzun bu süreci nasıl deneyimleyeceği sizin yaklaşımınızla şekillenecek. Karneler sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda çocuğun duygusal dayanıklılığını, özgüvenini ve aileyle olan ilişki bağını da etkiliyor. Bu yüzden karne günü, yalnızca başarıları kutlamak için değil; aynı zamanda çocukların çabalarını görmek, duygularını anlamak ve koşulsuz sevgiyi göstermek için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir’’ dedi.
Bay, ‘’Karnesi güzel olan çocukları elbette kutlamak gerekir; ancak övgüyü yalnızca notlara odaklamak, çocuğun değerini yalnızca başarıya bağlamasına neden olabilir. “Çok çalıştığın için tebrik ederim” ya da “Bu dönem gösterdiğin emek gerçekten dikkat çekiciydi” gibi cümlelerle süreci takdir etmek daha sağlıklıdır’’ ifadelerini kullandı.
Duygusal destek verilmesi önemli
Kıyaslamadan kaçınılması uyarısında bulunan Bay, ‘’Bak, kardeşinden daha iyi not almışsın” ya da “Sınıf birincisisin ama daha iyisi olabilir” gibi kıyaslayıcı ifadeler, çocuğun başarısını gölgede bırakır ve sürekli başkalarıyla yarış halinde hissetmesine neden olur. Çocuk, karnesi iyi olsa da, sevildiğini, değer gördüğünü bilmek ister. Ona “Seninle gurur duyuyorum, çünkü çabaladın” gibi cümlelerle duygusal destek verilmesi önemlidir’’ şeklinde konuştu.
Düşük notlar çocuğun başarısız olduğu anlamına gelmez
Düşük notlar bir çocuğun tembel ya da “başarısız” olduğu anlamına gelmeyeceğini sözlerine ekleyen Uzman Psikolog Bay, ‘’Her çocuğun öğrenme hızı, ilgisi ve yaşam koşulları farklıdır. Notlar kötü olduğunda ilk yapılması gereken şey, çocuğun duygularını anlamaya çalışmak ve ona “Ne hissettin?” diye sormaktır. Ceza vermek, bağırmak ya da tehdit etmek çocuğun özgüvenini zedeler ve öğrenmeye olan motivasyonunu düşürür. Bunun yerine birlikte oturup neden düşük notlar alındığını konuşmak ve çözüm yolları aramak daha etkili olacaktır’’ ifadelerini kullandı.
Başarı, süreçlerin sonunda gelir
Bay, ‘’Bu dönem istediğin gibi gitmemiş olabilir ama bu çabanı görmemizi engellemez” gibi ifadeler, çocuğun tekrar denemesi için cesaret vericidir. Başarı, süreçlerin sonunda gelir ve çocuk bu süreçte yalnız olmadığını bilmelidir. Düşük notlar, bir eksiklik ya da dikkat dağınıklığı gibi sorunlara işaret ediyor olabilir. Bu durumda okul rehberliği, psikolojik destek ya da birebir ders çalışmaları gibi destek mekanizmaları devreye alınabilir’’ değerlendirmesini yaptı.
Duygusal güven her şeyden önce gelir
Duygusal güvenin her şeyden önce geldiğini vurgulayan Uzman Psikolog İlknur Bay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Karnesi kötü olan çocuklar genellikle hayal kırıklığı, suçluluk ve korku hisseder. Onlara güvenli bir duygusal alan sunmak, hem iyileştirici hem de geliştirici bir etki yaratır. Karne günü, bir hesaplaşma günü değil; çocukla yeniden bağ kurma, birlikte değerlendirme ve ileriye dönük umutlu adımlar atma günüdür. Çocuğunuzun bu özel günde neye ihtiyacı olduğunu unutmayın. Koşulsuz sevgi, anlayış ve yanında olduğunuzu hissettiren sıcak bir kucak.’’ Leyla Aysun Gökşen