Uzun zamandan beri devam eden ve birçok sektörü derinden etkileyen ekonomik krizin yanı sıra maliyetlerin artması ve kazancın düşmesi sonucunda Gaziantep Sebze ve Meyve Hali’nde ki esnaflar dükkanlarını satılığa çıkarmaya başladı. Şu ana kadar 10’un üzerinde dükkanın satıldığı, 25’in üzerinde dükkanın ise satılıkta olduğu vurgulandı.
Gaziantep Yaş Sebze ve Meyve Hali Komisyoncuları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Saruhan, ‘’Sebze ve meyve halinde toplamda 128 dükkan bulunuyor. Şu ana kadar 12 dükkan satıldı, 50-60 dükkan ise satılık. Çünkü para kazanamıyorlar’’ dedi.
Satışlar çok düşük
Satışların çok düşük olduğunu kaydeden Saruhan, ‘’Sebze ve meyve halinde toplamda 128 dükkan bulunuyor. Şu ana kadar 12 dükkan satıldı, 50-60 dükkan ise satılık. Para kazanamıyorlar. Bursa domatesi tarlada 10 liraya, halde ise 8 liraya satılıyor. Maliye, market ve pazarcıları denetlemeli. Çünkü parayı onlar kazanıyor. 40 yıldan beri burada esnaflık yapıyorum. Borçlarımızı ödemek için araçlarımızı satarken, pazarcılar her sene sıfır araç alıyor’’ açıklamasını yaptı.
Kesilen fişlere baksınlar
Saruhan, ‘’Sebze ve meyve halindeki satılan ürünler ile marketteki ürünler arasında fiyat bakımından yüzden 100 fark var. Bu her üründe böyle. Kesilen fişlere baksınlar. Marketçiler, pazarcılar ve manavcılar parayı kazanıyor, ama komisyoncular günah keçisi ilan ediliyor. Neden her zaman günah keçisi komisyoncular oluyor?’’ sorusunu sordu.
Şu anda masraflarımızı çıkartamıyoruz
Gaziantep Yaş Sebze ve Meyve Hali Komisyoncuları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Süral, 6 aylık dönemde 15 civarında dükkanın satıldığını, 25-30 dükkanın ise satılıkta olduğunu vurguladı. ‘’İşler bu şekilde devam ederse satılığa çıkacak dükkan sayısı artar. Çünkü şu anda masraflarımızı çıkartamıyoruz’’ değerlendirmesinde bulundu.
İşçilik maliyetlerimiz yüksek
Süral, ‘’Mazotun yükselmesi üretimlerimizi etkiliyor. Vergilerimiz sürekli katlanarak artıyor, kazancımız düşüyor, işçilik maliyetlerimiz yüksek. Bunlar gibi yıpratıyor. 30 yıldan beri bu sektörün içerisinde olmama rağmen bir evim ve arabamın dışında hiçbir şeyim yok. Ama manav ve marketin bizi geride bıraktığı ortada. 5 liraya sattığım bir ürünü market veya manav 15 liraya satıyor. Bu da yüzde 200 kazanç anlamına geliyor’’ ifadelerine yer verdi.
Üreticinin ürünü satıldığı vakit parasını ödemek zorundayız’
‘Biz bu şehrin hem tedarikçisiyiz hem de üretim yapan esnaf ve tüccarların garantisiyiz’ ifadelerini kullanan Süral, ‘’Öyle bir durum oldu ki satışların yokluğunda üreticinin, komisyoncunun, tüccarın ve çiftçinin garantisiyiz. Satılmayınca bu ürünleri veresiye satmak zorunda kalıyoruz. Birkaç tane market bizi esir almış gibi çek ile çalışmak zorunda kalıyoruz. Ama biz üreticinin ürünü satıldığı vakit parasını ödemek zorundayız’’ diye konuştu. Hüseyin Karataş